marki de sade - İki eleştiriye yanıt

-----------------------------------------------------------------------

From: .................
To: bedrisimsek@hotmail.com
Subject: Re: Sayın ..... dikkatine
Date: Sun, 10 Oct 2010 15:46:14 +0300

Sevgili yazar dostum,
kitabınız hakkında bir fikrim olmadığı için size olumlu yanıt veremiyorum. yazmamanın kabalık olacağını düşündüğüm için de bu yanıtı yazma gereği duydum.
alıp okuma sözü de veremiyorum doğrusu. İlk bakışta bir izlenim edinemedim. Ancak eğer sizinle ilgili yorumlar size aitse bunu çok olumlu bulmadığımı, sizin değil bir başkasının, tercihan bir anlamda tanınmış, kabul gören birinin size ilişkin yorum yapmasının daha olumlu bir izlenim bırakacağı kanısındayım.
ilginize teşekkür ederim.
....................

From: bedrisimsek@hotmail.com
To: ....................
Subject: RE: Sayın..............dikkatine
Date: Fri, 19 Nov 2010 13:48:34 +0200

Sayın.............
Herhalde bana kendimi övdüğümü, bunun da şık bir hareket olmadığını söylemek istiyorsunuz. Eğer kendimi övmüşsem, demek ki karakterimdeki bir kusur nedeniyle kendimi övmüşüm. Öyle diye, üstelik karakterimde daha pek çok kusur varken yazdıklarım değersiz mi olacak şimdi? Bu yüzden bir insanın kendi hakkında söylediklerine fazla önem atfetmeden onun eserine bakın, eğer söyledikleriyle eseri arasında bir aykırılık varsa asıl onu dile getirin derim ben. Çünkü sizin kabalık olmasın diye bu yaptığınız tam bir rezalet! Bakın buna kusur da demiyorum.

Mesajınıza gelince.. Eğer bu ülkede, edebi konularda bir başkasının, tercihan bir anlamda tanınmış kabul gören birinin bir başkası hakkında yaptığı yorumlara körü körüne inanıyorsanız çok saf olmalısınız doğrusu. Siz benim gibi tehlikeli düşünceleri olan birini övmeyi kimseden beklememelisiniz. Hem Orhan Pamuk gibi vasat bir yazıcı neden bugün büyük yazar kabul ediliyor sanıyorsunuz? Kendine ait hiçbir düşüncesi yok da ondan. Bu yüzden de kendinden başka anlatacak hiçbir şey bulamıyor. Bu kendini övmenin bir başka türlüsü olsa da hiçbir düşüncesi olmayan insan herkesle mükemmel bir fikir birliği halindedir. Kaldı ki bir başkasının, tercihan bir anlamda tanınmış kabul gören birinin yaptığı yorumlara bu kadar güveniyorsanız maazallah siz Yaşar Kemal’i de büyük yazar olarak kabul etmeye kalkarsınız. Görüyorsunuz bu saflığınız sizi ne vahim sonuçlara vardırıyor. Elbette büyük yazar diye önümüze sürdükleri diğerlerini hiç saymıyorum ama eğer yanılıyorsam o zaman siz de yüz yıl sonra Yaşar Kemal’i okumak için bir sebep söyleyin bana, ben yanıldığımı kabul edeyim.
Saygı ile
Bedrettin Şimşek

--------------------------------------

Date: Tue, 9 Nov 2010 06:40:29 -0800
From: ......
Subject: Re: ...... dikkatine
To: bedrisimsek@hotmail.com

Merhabalar,

Bu kadar iddialı oluşunuz üzerine size bir soru sormak istiyorum. Öncelikle, herhangi bir yayın evinin "siz bir dahi olduğunuz için kitaplarınızı basamayız" gibi bir mazereti olamaz. Mutlaka kitabın satış oranı veyahut da içeriği ile ilgili birtakım kaygıları vardır. Ayrıca Nietszche, Shakespeare ve Oscar Wilde gibi kişiler sizin gibi bir hezeyan içine girmeden kendilerini kanıtlamışlardır. Siz de bu çizgide bir yazar iseniz, bunu zaman en iyi şekilde gösterecektir.

Benim sormak istediğim, neden haksızlığa uğradığınızı düşünüyorsunuz ve neden hakarete uğradınız?
…………………………………………

From: bedrisimsek@hotmail.com
To: .........
Subject: RE: Sayın ........... dikkatine
Date: Wed, 10 Nov 2010 12:54:45 +0200

Sayın ....

Eğer bana böyle bir mesaj yazacaksanız bunu kitabımı okuduktan sonra yazmanız gerekirdi. Eğer kitabımı okumayacaksanız bana böyle bir mesaj göndermemeniz gerekirdi. Dolayısıyla bu bana yazdığınız eleştiri değil, hakarettir. Bir de kalkmış neden kendimi haksızlığa uğramış gibi hissettiğimi soruyorsunuz? Doğrusu anlamakta güçlük çekiyorum.

Öncelikle, herhangi bir yayın evinin "siz bir dahi olduğunuz için kitaplarınızı basamayız" gibi bir mazereti olamaz diye yazmışsınız. Bu satırlarınızı okuyan da yayınevlerinin sadece iyi kitapları basıp kötüleri basmadıklarını sanır. Kaldı ki, Mutlaka kitabın satış oranı veyahut da içeriği ile ilgili birtakım kaygıları vardır demekle yayınevlerinin satılacağına emin oldukları kötü bir kitabı basmaktan hiç çekinmediklerini itiraf ediyorsunuz. Her kitap yayınevi için tehlikeye sokulan sermaye demektir. İşte bu yüzden ben kötü yazarların şansının iyi yazarlardan daha çok olduğunu söylüyorum. Günümüzde en büyük nimet, yeteneksiz olmaktır. Tersi olsaydı, o zaman yayınevleri bu kadar çok kötü kitap basmalarını izah edemezdi. Eğer öyle olmasaydı bugün edebiyatın içine düştüğü hale şaşmak gerekirdi. Dolayısıyla Sırf bir dâhi olduğum için yayınevleri yıllardır kitaplarımı yayınlamayı reddetmektedirler dediğimde siz bu ironiyi fark edebilmeniz, bu cümlede hezeyan değil, sistem eleştirisi görmeliydiniz. Bu yüzden sizden ne kadar şikâyet etsem yeridir.

Ayrıca Nietszche, Shakespeare ve Oscar Wilde gibi kişiler sizin gibi bir hezeyan içine girmeden kendilerini kanıtlamışlardır sözünüze hayret ediyorum. Öyle ya bu yazarlardan biri çıldırarak öldü, diğeri hezeyanlı ruh hali içinde olmakla suçlanarak hapse atıldı. Shakespeare ise döneminin bütün yazıcılarını kâğıt karalayıcısı olarak ilan edip kendini onlardan üstün gördüğünden bir kargaya benzetilmişti.

Siz de bu çizgide bir yazar iseniz, bunu zaman en iyi şekilde gösterecektir sözünüzde ise uğursuz bir öneri seziyorum. Eğer bana hiçbir şey yapmadan beklemeyi, her şeyi zamana bırakmayı öneriyorsanız, bilin ki bu düşmanlarınızla savaşmayın demekle birdir ve bana verilebilecek tavsiyelerin en kötüsüdür. Bunun için sizi kınıyorum.

Saygı ile

Bedrettin Şimşek